- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Ayrılık zordur. Hele ölüm ile ayrılmak. Yaş almanın , yaşlanmanın bir
boyutu da budur... Sevdiklerimiz, bizden büyükler zamanı gelince bizi terk
ederler. Hayatın kanunu; dünyanın düzeni bu...
Ne diyor büyüklerimiz: "Düğün girmemiş ev olur da; ölüm girmemiş ev olmaz"mış...Bir de gönül yoldaşlarımızdan ayrılmalar var: Boşanmalar. Yıllarca aynı yastığa baş koyduğunuz eşinizden, sevdiğinizden ayrılmak...
Sebebi ne olursa olsun, kalp ağrısından geçmek kolay değildir. Ayrılıklarla, ölümlerle ve hatta büyük yaşam geçişleriyle gelen keder ve kayıp duyguları, mağlup hissetmemize ve nihayetinde kalbimizin acımasına neden olur
Kolay olmasa da, kalp kırıklığının bizi soktuğu karanlık tünelin sonunda her zaman ışık vardır. Sağlıklı başa çıkma mekanizmalarından oluşan birkaç ipucu, oraya tek parça halinde ulaşmanıza yardımcı olabilir. Uzmanlar, ayrılık acısının gerçekte ne olduğunu ve bununla nasıl başa çıkılacağını açıklıyor. Hadi birlikte göz atalım!
Ayrılık acısı gerçekte nedir?
“Kalp kırıklığı” tabirini duyduğumuzda aklımız muhtemelen romantik ilişkilere gider. Ancak bir aile üyesini kaybeden herkesin bildiği gibi, kalp ağrısı romantik olmak zorunda değildir. Her türden kayıp, ayrılıklarla ilişkili aynı duyguların ve hatta fiziksel acıların çoğunu ortaya çıkarabilir.Uzmanların açıkladığı gibi, insan olarak ilişkilere doğamızdan bağlıyız. Evrimsel bir bakış açısından baktığımızda atalarımız için başkalarıyla güçlü bağlantılara sahip olmak, hayatta kalmak için zorunluydu. Bu sebeple günümüzde yakın bir ilişkinin kaybını yaşadığımızda, bu yıkıcı ve dünyayı sarsıcı bir duygu olması son derece normal.
Başkalarına duygusal olarak yakın hissettiğimizde, özellikle de önemli bir süre onunla birlikteysek, onların varlığıyla kendimizi onaylanmış hissettiğimizi, onları geleceğimizde görmenin bize güven hissi veriyor ve benlik algımızın bir kısmını o kişilerle ilişkilendiriyoruz. İlişki sona erdiğinde, hayal ettiğimiz gelecek yıkılmış, benlik duygumuz derinden sarsılmış gibi hissederiz.
Bu tür bir kargaşa birçok duyguyu beraberinde getiriyor (yasın aşamalarını düşünün, inkar, öfke vb.). Bu durum, duygusal olduğu kadar fiziksel semptomlara da neden oluyor. Araştırmalar, nörolojik olarak aşka bağımlı hale gelebileceğimizi gösteriyor. Ek araştırmalar ise yoğun duygusal veya fizyolojik stresin ortasında meydana gelen bir kalp kırıklığının “kırık kalp sendromu” adı altında gerçekten de bir tür kalp rahatsızlığına neden olduğunu gösteriyor.
Yaralı bir kalbi iyileştirmek için neler yapılmalı?
1. Yas tutma sürecinden geçmek için kendinize izin verin.
Uzmanlara göre, yaptığımız en büyük hatalardan biri, bir ayrılık ya da kayıpla gelen zorlu duyguları bastırmak ya da başka bir şekilde hissetmekten kaçınmaktır. “Üzgün, kızgın ya da yorgun hissettiğiniz için utanmanıza, suçlu hissetmenize gerek yok.” diyorlar.
Olanları inkar etmenin ve yas tutmamanın kimseye bir faydası yok! Sürecin devamında mutlaka başka bir şekilde karşımıza çıkıyor. Kalp kırıklığının gerçekliğini kabul etmeli ve bu süreci tüm berraklığıyla yaşamak için kendimize izin vermeliyiz.
2. Kendinize şefkat gösterin.
Bu zor zamanlardan geçerken kendinize karşı nazik olmanız da son derece önemlidir. Annesini yeni kaybetmiş yakın bir arkadaşınıza üzülme demezsiniz, öyle değil mi? O yüzden kendinizle de bu şekilde konuşmamaya ve kendinize aynı şefkati, hatta belki fazlasını göstermeye çalışın. Üzüntü, keder, öfke gibi duygularınızın yüzeye sağlıklı bir şekilde çıkması için kendinizle konuşabilirsiniz
3. Sırtınızı, çevrenizden alacağınız desteğe yaslayın.
Bir ilişkinin kaybını yaşamış olsanız da, bir köşede sizi desteklemek ve yanınızda olmak isteyen arkadaşlarınız ve aileniz var. Bırakın olsunlar!
Yas sürecinde birini kaybettiğimizde hormonal olarak da yoksunluk yaşarız, çünkü kaybettiğimiz kişinin karşıladığı duygusal doygunluktan mahrum kalırız. Bu sebeple, sevdiklerimizin göstereceği sevgi ve şefkat, sizi daha güvende hissettirecek. Ayrıca başkalarıyla konuşmak, iç dünyanızdaki düğümleri daha hızlı bir şekilde çözmenize yardımcı olacak.
4. Sağlıklı alışkanlıklar ve rutinler geliştirin.
Duygusal olarak çalkantılı bir dönemden geçerken temel şeylerle ilgilenmek zor gelebilir, ancak bu dönemler sağlıklı alışkanlıkların gerçekten fark yarattığı özel zamanlardır. Egzersiz yapmak (egzersizle endorfin hormonu aktif olur) doğru beslenmek ve keyif alacağınız aktiviteleri planlamak gibi şeylere odaklanmanız gerekiyor. “Yeni alışkanlıklar geliştirmek ayaklarınızın yere sağlam basmalarına yardımcı olur, böylece umutsuzluk yokuşundan aşağı düşüp dibe vurmazsınız.”
Aktif ve sağlıklı olduğunuzda ve kendinizi doğru insanlarla çevrelediğinizde çok daha hızlı bir iyileşme sürecine girersiniz. Sağlıklı alışkanlıklara tutunduğunuzda, odağınızı farklı alanlara yönlendirir, hayatınızda olan bitenlerle başa çıkmak çok daha kolaylaştır.
5. “Ama” yerine “ve” ifadesini kullanın.
Bu ifadeler, kendinizi kötü hissederken de hayatınızın devam ettiğini hatırlatır; kendinize şefkat göstermenize yardımcı olur. “Derin bir keder hissediyorum ama çalışmam lazım.” ifadesi, kendinizi zorlamanız gerekiyormuş gibi hissettirebilir. Bu da yaptığınız her işin işkenceye dönüşmesine yol açacaktır.
“Çok üzgünüm ve bu işleri tamamlamam gerekiyor” veya “Kalkmak bile istemiyorum ve vücudumun yürüyüşe ihtiyacı olduğunu biliyorum.” gibi ifadeler ile kelimelerin gücünü kullanabilir, hayatın her şeye rağmen devam ettiğini kendinize hatırlatabilirsiniz.
6. Dürtüsellikten kaçının.
Derin kayıplar, özellikle bir gönül bağı ayrılık durumunda eski eşe ulaşma söz konusu olduğunda, daha sık dürtüsel ve hatta riskli kararlar almamıza neden olabilir. Bu süreçte karşılık verme, intikam alma, eski eşinizi veya sevgilinizi arama, zararlı bir şey yapma vb. arzularınız olabilir. Uzmanlar, dürtü nöbetleriyle uğraşıyorsanız, farkındalığınızı aktif tutmanızı, duraklamanızı ve bu duygulara göre hareket etmeden önce en az 24 saat beklemenizi öneriyor
7. Yazın.
Terapistler, yaşadığınız kalp ağrısı hakkında günlük tutmanın harikalar yaratabileceğini söylüyor. Araştırmalar, boşanmaları hakkında günlük tutan yeni boşanmış kişilerin daha çabuk yol kat ettiğini gösteriyor.
Yazmak, kişinin hayatındaki en kutsal ve iyileştirici alanlardan biri olabiliyor. “Özgürce aklınızdakileri yazmak, ayrılığınıza, şu anki duygularınıza ve ayrılığınızın neden bu kadar acı verici olduğuna dair size fikir verebilir.” Bu sadece romantik ayrılık süreçleri için değil, herhangi bir kayıp için geçerlidir.
8. Bir ruh sağlığı uzmanından destek almayı düşünün.
Son olarak gerçekten zorlanıyorsanız, terapiye gitmeyi düşünün. Bazı yas süreçleriyle, bir profesyonelin rehberliği ve desteği olmadan başa çıkmak çok zor olabilir. Profesyonel bir destekle bu süreci çok daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde aşabilirsiniz.
İster sevdiğiniz birini kaybetmiş olun, ister yıkıcı bir ayrılıkla uğraşıyor olun, kalp ağrısının çok zor olduğunu biliyoruz. Ama unutmayın, bu durum sonsuza kadar sürmeyecek. Diğer taraftan, bu süreçten çıkmak zaman ve sabır gerektirse de, kendiniz hakkında bir şeyler öğrenmiş, büyümüş ve kendi direncinizi görüp güçlenmiş olacaksınız.
İlgili konularda şu yazılarımı da TIKLAMADAN geçmeyin...
50 Yaşından Sonra Bırakmanız Gereken 10 Şey
50 Yaşından Sonra Kullanması Yasak Sözler
50’den Sonra, Sağlıklı ve Mutlu Olmanın 11 Sırrı
Unutkanlığı giderecek 20 Kolay Egzersiz
Daha Sağlıklı ve Uzun Yaşamak İçin 11 Bilimsel Bilgi
Yaş Alırken Zinde ve Aktif Olmanın 8 Adımı
Kadınlar İçin Yaşlanmayı Yavaşlatan 16 Öneri
5 Egzersiz ve 10 Dakika ile Bir Ayda 8 İnanılmaz Sonuç!
Diz Ağrılarınız için Yapmanız ve Yapmamanız Gereken 4’er Şey
Baş Ağrısını Yok Eden Doğru Nefes Teknikleri
Yeşil Çay mı Siyah Çay mı?
Beynimize Zarar veren 13 Tehlikeli Alışkanlığımız
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar