Dünyayı saran koronavirüs salgını, yalnızca beden değil ruh
sağlığını da tehdit ediyor.
Klinik Psikolog Yrd. Doç. Dr. Sinem Cankardaş, ruh
sağlığını ‘koronadan’ koruma rehberini anlatıyor.
Tüm dünyaya yayılan koronavirus (Covit-19), beden
sağlığımızı olduğu kadar ruh sağlığımızı da tehdit ediyor. 2019 yılı sonbahar
aylarında ilk olarak Çin’in Wuhan Eyaleti’nde görülen virüsün yol açtığı salgın
dünyanın gündemine oturmuş durumda. Bu nedenle koranavirüs birçok insanda korku
ve endişeye neden oluyor. Virüsün ülkemizde de görülmesinin ardından çocuk ve
yetişkinlerde güçlü olumsuz duyguların ortaya çıkmasına neden oldu. Bu da söz
konusu virüsün sadece fiziksel değil ruhsal problemlere de neden olabileceğini
düşündürüyor.
Çocukları nasıl korumalıyız?
Eğer insanlar medyada salgın ile ilgili görüntülere ve
bilgilere tekrar tekrar maruz kalırlarsa bu da yaşadıkları sıkıntı düzeyini
arttırabilir. Bu nedenle bu süreçte ruh sağlığını korumanın etkili bir yolu da
aşırı koronavirüsü haberine maruz kalmaktan kaçınmak” diyen Cankardaş,
özellikle çocukların bu haberlerden uzak tutulması gerektiğini vurguluyor. Çocukların
bu durumla başa çıkabilmeleri için neler yapılması gerektiğini Yrd. Doç. Dr.
Cankardaş şöyle anlatıyor:
“Bu tür haberleri duyduğunda çocuğunuz kendini üzgün ya da endişeli hissediyorsa onun bu duygusunu ifade etmesini sağlayın. Yaşadıkları duygularla nasıl başa çıkabileceklerini öğrenmeleri için kendi stresinizle nasıl başa çıktığınızı onlarla paylaşın. Çocuğunuza kendini korumak ve riski azaltmak için yapabileceği şeyleri anlatın.
“Bu tür haberleri duyduğunda çocuğunuz kendini üzgün ya da endişeli hissediyorsa onun bu duygusunu ifade etmesini sağlayın. Yaşadıkları duygularla nasıl başa çıkabileceklerini öğrenmeleri için kendi stresinizle nasıl başa çıktığınızı onlarla paylaşın. Çocuğunuza kendini korumak ve riski azaltmak için yapabileceği şeyleri anlatın.
“Korku veren haberlerden uzak durun”
Aynı çocuğunuz gibi siz de koronavirüsle ilgili medya
unsurlarına aşırı maruz kalmaktan kaçının. Bunun yerine, endişenizi gereksiz
yere şiddetlendiren, korku uyandırıcı haberller veya sosyal medya
yayınları yerine ulusal sağlık hizmetleri web sitelerini inceleyebilirsiniz”
önerisinde bulunuyor. Bugünlerde kişilerin ruh ve beden sağlığını korumak neler
yapabileceğini Psikolog Sinem Cankardaş şöyle açıklıyor:
“Vücudunuza dikkat edin, dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın, düzenli uyuyun. Virüs ile ilgili haberleri okumaya, izlemeye ve hikâyeler dinlemeye ara verin. Bunlara tekrar tekrar maruz kalmak, üzücü ve psikolojik olarak yıpratıcı olabilir. Endişelerinizi ve nasıl hissettiğinizi yakınlarınızla paylaşın, sağlıklı ilişki ve iletişiminizi sürdürün. Umut, duygunuzu sürdürün.
“Vücudunuza dikkat edin, dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın, düzenli uyuyun. Virüs ile ilgili haberleri okumaya, izlemeye ve hikâyeler dinlemeye ara verin. Bunlara tekrar tekrar maruz kalmak, üzücü ve psikolojik olarak yıpratıcı olabilir. Endişelerinizi ve nasıl hissettiğinizi yakınlarınızla paylaşın, sağlıklı ilişki ve iletişiminizi sürdürün. Umut, duygunuzu sürdürün.
Koronavirüsün insanların davranışlarını nasıl etkilediğini
ele alan araştırmalar henüz elimizde yok. Ancak geçmiş dönemlerde yaşanan
benzer virütik salgınların insanların ruh sağlığını nasıl etkilediği gösteren
çalışmalar mevcut. Bu çalışmalar aynı zamanda ruh sağlığımızı nasıl
koruyabileceğimiz konusunda da bize yol gösteriyor.

“Bana bir şey olmaz” demeyin
2003 yılı SARS salgını ile ilgili yapılmış bir araştırma,
kişilerin hastalığa ilişkin korku düzeyinin hem koruyucu hem de riskten kaçınma
davranışlarının görülme sıklığı ile ilişkili olduğunu göstermekte. Burada
koruyucu davranışlar ile hijyen ile ilgili belirli davranışları, riskten
kaçınma davranışları ile de tokalaşma, öpüşme, yurtdışı seyahat gibi davranışlar
kastediliyor. Ancak insanların bu tür davranışları benimsemesi zor olabiliyor.
Bilimsel çalışmalar; insanların hastalığın ciddi olduğunu, kendilerine
bulaşabileceğini, öldürücü olduğunu düşündüklerinde ve hastalığa karşı
alacakları tedbirlerin işe yarayacağına inandıklarında hijyen davranışlarını
yerine getirdiklerini gösteriyor. Yani optimum düzeyde korku ve endişe,
harekete geçip kendimizi korumamız için gerekli.
“Bana bir şey olmaz” anlayışı hem kamu sağlığı hem de
bireysel sağlık için tehlike arz ediyor. Aşırı derecede korku ise depresyon,
sağlık anksiyetesi gibi bir takım ruhsal sorunlara neden olabilir. Bu nedenle
resmi bilgilendirmeleri takip etmek, gerçekçi bir risk değerlendirmesi yapmak
ve hangi davranışları edinerek kendimizi koruyabileceğimizi öğrenmek bu süreçte
hem fiziksel hem ruhsal sağlığımızı korumak için çok önemli.
Koronavirüsten ruh sağlığınızı nasıl korursunuz?
- Koronavirüsün yol açtığı kaygı ile baş edebilmek için güvenilir kaynaklardan bilgi edinin.
- Endişenizi gereksiz yere şiddetlendiren, korku uyandırıcı haberler veya sosyal medya yayınlarından uzak durun. Bunun yerine ulusal sağlık hizmetleri web sitelerini inceleyin.
- Virüs ve salgın haberlerine aşırı maruz kalmaktan kaçının. Medya tüketiminizi sınırlayın.
- Çocuğunuz kendini üzgün ve endişeli hissediyorsa, bununla nasıl başa çıkabileceğini ve kendini nasıl koruyabileceğini anlatın.
- Elinizi yıkamak, seyahatleri sınırlamak gibi riski azaltabileceğiniz eylem planları yapın.
- Sürü psikolojisinden kaçının. Sağlık otoriteleri tarafından önerilmeyen işe yaramayan eylemleri sırf başkaları da yapıyor diye yapmayın.
- Hijyen, beslenme, uyku gibi kişisel bakımınıza dikkat edin.
- Ruh sağlığınızın aşırı endişeden etkilendiğini düşünüyorsanız bir ruh sağlığı profesyonelinden destek alın.