Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Şeyda Sıla
Bilgili, “Özellikle kış aylarında bağışıklığı desteklemek, vücut direncini
artırmak veya metabolik hızı yükseltmek için insanlar aktarlara giderek bitki
çayları veya poşet bitki çayları alıyorlar. Ancak ‘bitki çayları ‘çok masum’
gibi düşünülerek, insanlar kendilerinde var olan bazı hastalıklara bakmadan
tüketebiliyorlar ya da bu hastalıkların farkında bile olmadıklarından, şifa
zannederek bol bol içebiliyorlar. Oysa ekinezyadan zencefile, yeşil çaydan
adaçayına dek birçok bitki çayı; bazı durumlarda tehlikeli olabiliyor
da. Bu yüzden sağlığa fayda yerine zarar vermemek için bitki çayı
kullanımına dikkat edilmelidir” diyor.
Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, bitki çaylarıyla ilgili önemli uyarı ve önerilerini 8 başlık altında şöyle özetliyor:
Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, bitki çaylarıyla ilgili önemli uyarı ve önerilerini 8 başlık altında şöyle özetliyor:
Yeşil çay: En sık tüketilen bitki çaylarından yeşil
çay,l çay
içeriğindeki epigallokateşin galat sayesinde metabolik hızı artırıyor ancak
aşırı tüketiminde, içerisindeki kafeinden kaynaklı hipertansiyonu ve çarpıntısı
olan kişileri rahatsız edebilir. Hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler
yeşil çayı bir-iki fincandan fazla tüketmemeli.
Kekik: Kekik çayı; tansiyonu düşürücü etkisinden dolayı yüksek tansiyon
hastalarında ilacın etkinliğini arttırdığından sanılanın aksine olumsuz
sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle yüksek tansiyon hastalarının eğer kekik çayı
içeceklerse bir uzman kontrolünde ilaçtan 2 saat sonra tüketmeleri uygun
olabilir.
Ekinezya: Bağışıklık sistemini güçlendirici etkisiyle
ekinezya, bazı kişilerde alerjik
reaksiyonlara yol açabiliyor. Doğum kontrol, alerji ve kolesterol ilaçları ile
etkileşimi olduğundan, bu ilaçları kullananlar bir uzman tavsiyesi olmadan
kesinlikle kullanmamalı. 

Zencefil: Zencefilin, soğuk algınlığı, mide ve bağırsak
rahatsızlıkları ile diyabet üzerine olumlu etkileri biliniyor. Ancak bu şifalı
bitki, safra salgısını artırdığı için safra kesesiyle ilgili rahatsızlığı
olanların uzman kontrolünde tüketmesi şart. 

Sinemaki çayı: En tehlikeli örnek sinemaki yaprağı
çayı! Zayıflama çaylarında sıkça karışımıza çıkan sinemaki, özellikle kabızlık
tedavisinde sıklıkla kullanılıyor. Ancak 3 haftadan fazla tüketilmesi durumunda
bağırsakta kalıcı hasara hatta uzun vadede tümörlere bile neden olabilir.
Ayrıca sinemaki, bağırsaklarda kronik bir tembellik de ortaya çıkarabiliyor.
Adaçayı: Soğuk algınlığı tedavisinde adaçayı ve
gargarası çok etkili. Sinüsleri ve akciğerleri temizliyor. Adaçayının
içinde bulunan cineol isimli bileşen sayesinde öksürüğü önlemeye yardımcı
oluyor. Özellikle ağız ve boğaz enfeksiyonlarındaki etkisiyle bilinen adaçayı,
uykuya eğilimi artırdığı için sakinleştirici ilaç alanlarda ve gebelikte
kullanılmamalı. Ayrıca kasılmalara da neden olduğundan hamilelerin adaçayı
tüketmemesi gerekiyor.
Zerdeçal: Zerdeçalın içerisinde bulunan kurkumin
vücudumuzda hasara, kanser ve iltihaba yol açan maddelerin oluşumunu önlüyor.
Yapılan çalışmalar kemoterapi ve radyoterapi uygulanan kanser hastalarında
tedavinin daha etkili olmasını sağladığını gösteriyor. Ancak zerdeçalı safra
kesesinde taş olanlar kullanmamalı. Çünkü safra akışını artırıcı etkisi var.
Kuşburnu: Kuşburnu, içerisindeki C vitamini
sayesinde bağışıklık sistemini korur ve güçlendirir. Soğuk algınlığı,
nezle ve grip gibi enfeksiyonlu hastalıklar ile romatizma gibi iltihabi
hastalıkların doğal tedavisi için de son derece etkili ve kullanışlıdır. Ancak
gün içerisinde yaklaşık üç fincandan fazla tüketimi deride kaşıntı gibi alerjik
reaksiyonlara neden olabilir. Ağızda ve sindirim sisteminde tahrişe yol
açabilir.