Enerjinizi Düşüren 10 Özelliğiniz

Kendinizi bitkin ve enerjisiz mi hissediyorsunuz? Herhangi bir fiziksel sağlık sorununuz olmadığı halde, hep yorgun ve halsiz misiniz? O halde bu 10 maddeyi tarafsızca gözden geçirin... Bakalım sizde hangi özellikler varmış?
Nihayetinde iyiliğiniz için zararlı olan bazı tavırlara tutunabilirsiniz. Bu yazıda, bu tavırları tanımlayacağız ve onlardan kaçınmak veya etkilerini sınırlandırmak için bazı stratejiler sunacağız.
Bazı tavır ya da tutumlar sizi hem fiziksel hem de zihinsel olarak yorabilir. Bazen farkında bile olmadan bazı enerji düşürücü tavırları ediniriz ve kaygı ve olumsuz düşüncelerle enerjimizi harcar, kötü hissederiz.
Sonuçta insanlar enerjik canlılardır. Enerji, motivasyonu üreten ve hayatta karşınıza çıkan tüm fırsatlardan yararlanmanıza yardımcı olan motordur.
Yapmak istediğiniz şey için ve başarılı olmanız için sizi iten şey enerjidir. Dünya Sağlık Örgütüne göre, “en temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için enerji olmazsa olmazdır.”
Zihinsel yorgunluk, motivasyonsuzluk ve endişe hissediyor musunuz? Yapmak zorunda olduğunuz ya da yapmayı istediğiniz şeyleri yapacak enerjiniz yok gibi mi hissediyorsunuz? Belki siz de bazı enerji düşürücü tavır ve tutumlar edinmişsinizdir. Aşağıda, bunların on tanesini keşfedin.

1. Dünde yaşamak

Dünde yaşamak, çoktan olup bitmiş şeyleri sürekli tekrar tekrar yaşamak anlamına gelir. Geçmişe, bazı şeylerin eski haline özlem duyarsınız. Maalesef geçmişi değiştiremezsiniz. Çoktan olup bitmiş şeyleri değiştirmenin bir yolu yoktur.
Öte yandan şu an ve gelecek elinizdedir. Şimdiye ve buraya odaklanmak yerine geçmişe takılıp kalmak zihinsel olarak çok yorucudur. Enerjinizi, gerçekten değiştirebileceğiniz bir şeye yöneltmek daha sağlıklı olmaz mıydı? Şu anı değiştirecek gücünüz var. Kaynaklarınızı ve enerjinizi şu an için kullanın, geçmişi deşip durmayın.

2. Suçluluk

How to Say No Without Feeling Guilty: And Say Yes to More Time, More Joy, and What Matters Most to You adlı kitabında Patti Breitman suçluluğun çok miktarda enerji gerektirdiğini söyler. Sonuç olarak geçmişi kabul etmek ve suçluluk duymamak anı yaşamanıza ve geleceği planlamanıza izin verir.

3. Girişken olmamak

Neden hayır demek bu denli zor? Çok sayıda insan, sadece başkalarını memnun etmek için bir şeyleri vermeye ya da yapmaya alışmış durumdadır. “Hayır” demekten korkar çünkü bencil ya da beklenenin tersini yapmak istemez.

Eğer her zaman evet derseniz, kendiniz dışında herkes için vaktiniz olur. Başkalarını memnun etmek için kendinizi unutursunuz. Eğer “hayır” demeyi bilmiyorsanız hızlı bir şekilde zihinsel ve duygusal enerjinizi kaybedersiniz. Başkaları için bir şeyler yapmakla o kadar meşgul olursunuz ki kendi ihtiyaç ve isteklerinizi sürekli ertelersiniz.

4. Yardım isteyememek

Bir problemi çözerken yardım istemektense kendini öldürmeyi bile tercih edecek insanlar vardır. Bazı insanlar, birilerinin projeye dahil olmasındansa tamamen başarısız olmayı bile tercih eder.
Kaynaklarınızı zeki bir biçimde düzenlemek; kendi kendinize çözmek için fazla büyük olan sorunlarda başkalarını nasıl yetkilendireceğinizi, nasıl yardım isteyeceğinizi ve nasıl tavsiye alacağınızı bilmek anlamına gelir. Artık geçim ekonomisinde yaşamıyoruz. Onun yerine herkes belirli bir hizmette özelleşmiştir ve geri kalan her şeyi de başkalarına bırakmaktadır.

5. Fazla endişelenmek

Endişelendiğimiz şeylerin çoğu, gelecekte olma ihtimali olan şeylerdir. Bu şu soruyu getirir: Henüz olmamış bir şey için endişelenmek mantıklı mıdır?
Endişelenme alışkanlığı olan insanlar, duygusal ve zihinsel kaynaklarının büyük bölümünü bu “ya şöyle olursa”larla harcar. Olma ihtimali olan her şeyle ilgili endişelenmek enerji düşürücü bir tavırdır. Henüz olmamış şeyler hakkında düşünmek oldukça zamanınızı alır.

6. Şikayet etmek

Psikolog Joan Garriga “şikayet etmenin insanların yaşama gücünü azalttığını” yazmıştır. Hayatınızda olan biten her şey hakkında sürekli şikayet etmek bir diğer enerji düşürücü tavırdır.

Şikayet etmenin sürekli düşüşü, oldukça verimsizdir. Felç edicidir ve vaktinizle güzel şeyler yapmaktan sizi alıkoyar.

Şikayet etmek bazen iç dökmek için ya da tecrübe edilen şeyden kaçmak için bir yol olarak kullanılabilir. Duygularınızı dışa vurmanıza yardımcı olabilir. Fakat buna takılır kalırsanız çok fazla enerji harcarsınız.

7. Ertelemek

Bazen sırf yapmak istemediğiniz için planları ya da sorumluluklarınızı ertelersiniz. İşleri yarına ertelemek sanki bir fırtına bulutunun yüklenmesi gibidir. Eninde sonunda ertelediğiniz onca şey üzerinize yağmur olup yağacaktır ve hayatınızda olumsuz şeylere neden olacaktır.

8. Her şeye her zaman olumsuz tarafından bakmak

Eğer her zaman bardağın yarısını boş görürseniz ve her zaman kötü şeylerin olacağını ya da işlerin iyi gitmeyeceğini düşünürseniz, kötü bir tutum geliştirirsiniz.
Bu kendini gerçekleştiren kehanete dönüşür. Sosyolog Robert K Merton “Kendini gerçekleştiren kehanet, başlangıçta durumun yanlış bir tanımıdır, başta yanlış olan algının doğruya dönüşmesine neden olan yeni bir davranış geliştirir. Kendini gerçekleştiren kehanetin aldatıcı geçerliliği bir yanlışın saltanatını sürdürür.” Sonuç olarak Merton’a göre, eğer bir şeyin kötü gideceğini düşünürseniz muhtemelen gider.

9. Her şeyi kontrol etmeye çalışmak

Etrafınızdaki her şeyi kontrol etmeye çalışmak çok yorucudur. Özünde beyhude olan çok büyük miktarda efor gerektirir çünkü günün sonunda çok az şeyi kontrol altına alırsınız. Bu enerji düşürücü tutuma sahip olmak hayal kırıklığı ve anksiyeteye neden olur çünkü aslında hiçbir şeyin kontrolünü ele geçiremezsiniz.
Sürekli her şeyi tam istediğiniz gibi tutmaya çalışmak imkansızdır. Sonuçta bir baloncuğun içinde yaşamıyorsunuz. Etrafınızdaki insanlar ve maddeler hayatınızı etkiler.

10. Kendinize durup dinlenmek için izin vermemek

Bu son enerji düşürücü tavırdır. Kanepede oturmak, rahatlatıcı bir duş almak, sevgilinizle bir film izlemek, kitap okumak ya da yakın bir arkadaşı aramak… durup dinlenmenin pek çok yolu vardır ve bunu yapmak sağlığınız ve iyiliğiniz için çok kritiktir. Maslow, insan ihtiyaçlarının hiyerarşisinde, dinlenmeyi denklemin çok mühim bir parçası olarak tanımlar.
Sonuç olarak, endişe ve korku içinde yaşanan bir hayat, acı içinde geçer. Onun yerine gülün, ağlayın, sevin ve hissedin. Eğer olabilecekler üstüne endişelenmek ya da değiştiremeyeceğiniz şeyler hakkında şikayet etmekle vakit geçirirseniz anı yaşamayı unutursunuz. Şu anın tadını alamaz hale gelirsiniz.