Hepimiz çok iyi bilsek de sık sık göz ardı ettiğimiz
gerçekler var… Oysa bunları hiç aklımızdan çıkarmamalıyız ki güçlü ve huzurlu
olabilelim…
Hayat birçok şeydir. Hayat güzeldir, mucizevidir ve
olağanüstüdür. Ama bir de şu vardır ki: kolay değildir. Hayatın zor oluşunun
diğer güzel taraflarından daha belirgin olduğu bazı zamanlar vardır. Bizde
kendimiz için kolaylaştırmayız tabi: yanlış ve saçma olan hatta bize zarar
veren düşünceleri ve alışkanlıkları devam ettirmeye çalışırız.
Basit gerçekleri anlamayı reddederek hayatımızı yaşamaya devam ederiz çünkü bu gerçeklerin katlanmak için çok zor oldukları konusunda endişeliyizdir ve bunu aslında bu gerçekleri kabullenmenin yaşadığımız her günü çok daha kolay ve keyifli bir hale getireceğini fark etmeksizin yaparız. William Beteet’ in listesi kabul etmeyi öğrenmemiz gereken bazı acı gerçekleri mükemmel bir şekilde anlatıyor.
Basit gerçekleri anlamayı reddederek hayatımızı yaşamaya devam ederiz çünkü bu gerçeklerin katlanmak için çok zor oldukları konusunda endişeliyizdir ve bunu aslında bu gerçekleri kabullenmenin yaşadığımız her günü çok daha kolay ve keyifli bir hale getireceğini fark etmeksizin yaparız. William Beteet’ in listesi kabul etmeyi öğrenmemiz gereken bazı acı gerçekleri mükemmel bir şekilde anlatıyor.
1. Hayatımızı Anlamlandıran Bizleriz
Budistler, insanların kendi dünyalarını kendi düşünceleriyle
ve eylemleriyle yarattığına inanırlar. O zaman anlamlı bir hayata sahip olmak
bir seçimdir. Anlamlı bir hayata sahip olmak için barış gücüne katılmak ya da
dünyadaki açlığa son vermek zorunda değiliz. Manavdaki bir paketçi çok büyük bir
şirketin CEO’su (yönetim kurulu başkanı) kadar başarılı hissedebilir. Çoğu
zaman sahip olmadıklarımıza ve istediklerimize çok fazla odaklanırız ve ne
kadar şeyi başarmış olursak olalım bu hayatımızı bir boşluktan ibaretmiş gibi
hissetmemize neden olur.
2. Sevdiklerimiz Hayata Bir Gün Veda Edecek
Kulağa ne kadar acımasızca da gelse eninde sonunda
kendinizin ve tanıdığınız herkesin sonsuza kadar yaşamayacağını fark etmek
ilişkilerinizi güçlendirir ve derinleştirir. Birçok insan sevdiği kişileri
cepte görür ve bu kişiler gittiğinde amansız bir pişmanlık duygusu hisseder.
Ebeveynlerimiz, büyüklerimiz, arkadaşlarımız… Artık onların bizle olamayacağını
ne zaman öğreneceğimizi asla bilemeyiz. Son zamanlarda annenizi ve babanızı
aradınız mı? Onları hemen şimdi arayın. İlişkilerimiz bu hayatta sahip
olduğumuz en anlamlı şeyler ve bu yüzden sevgiyle anılmalılar.
Birçok insan gün batımında “sonsuza kadar mutlu oldular
temalı” kusursuz bir aşk hikâyesinin ve ayaklarını yerden kesecek bir eşin hayalini
kurar. Aslında çoğumuz, “mükemmel uyum” ile ilgili bazı zamanlar
hayallere daldığımız için muhtemelen suçluyuz. Ama eşlerimiz kusursuz
hayallerimizdeki resimle uymadığında, bu bizim gerçek ilişkilerimizi nasıl
etkileyebilir? Bu acınası birine razı olmamız gerektiği anlamına değil,
ilişkimize her zaman emek sarf etmeyi ümit etmek anlamına gelir. Bunu sanatsal
bir şaheser olarak düşünün; siz ve eşiniz birer fırçasınız ve tuvalde güzel bir
eser oluşturmak için birlikte çalışmak zorundasınız. Bir ilişkide mutlu ve
tatminkar bir ruh halinde olabiliriz ama tuvalin kendi kendini boyamasını
bekliyorsak tabiî ki olamayız!
4. Hayat Bir Oyundur
Neden tüm hayatımız boyunca son derece dikkatli ve bir
şeylerin aşırı kötü bir şekilde gideceğinden endişelenerek yaşamamız gerekiyor?
Hayat kendi tecrübelerimizden öğrendiklerimizdir. Bunu bir oyun olarak
düşünmeliyiz; hayatta yapmak istediklerimize karar vermeli, kuralları öğrenmeli
ve seviye atlamalıyız. Eğer oynamaktan korkarsak hiçbir şeyi asla başaramayız
ya da başarılı olamayız. Daha önce hiç futbol sahasına ayak basmadan
profesyonel futbolcu olmuş birini duydunuz mu?
Belki de bu duyduğunuzda size biraz daha zor gelecek ilk şey
olabilir. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. Sadece kısa bir süre için genciz ve
daha sonra yaşlanacağız. Aşık olacağız, aşkımız bitecek ya da sevdiklerimizi
kaybedeceğiz. Yaşayacağız ve sonra da öleceğiz. Bizden önce yaşayan bir sürü
insan yaşadı, sevdi, başardı, başarısız oldu ve öldü. Bizim diğerlerinden bir
farkımız olmadığını unutmamamız gerekiyor. Bunun yüzünden depresyona
girmektense, bu hayatta minnetkar, heyecanlı ve hatta güçlü hissedebiliriz.
Eğer her şey sonsuza kadar sürseydi, onları özel kılan ne olurdu? Zaman ve
sonlar bazı şeyleri değerli kılar. Her şeyin kıymetini bilmeliyiz.
Her şeyin bir sonu olduğunu bildiğimiz andan itibaren, aynı
zamanda bu hayatta sevebildiğimiz kadar sevmemiz gerektiğini de öğrenmiş olduk.
Hayata “günlük işkence” olarak bakan birinin sıradan zihninde her şey çok
basit, olağan bir hale gelebilir. Buna karşın bu küçük şeyler, biraz zaman
ayırıp akışına bıraktığımızda güzeldir. İşe ya da okula giderken farklı bir
rota izleyin, çimlere uzanıp bulutları izleyin ve yıldızlara bakın. Duygusal olun
ve dünya her zaman çok iyi hissettirsin. Kendinize stressiz bir gün ayırın ve
hayatın keyfini çıkarın.
7. Büyük Şeyler Konusunda Gerçekçi Olmalı
Hayatı çok ciddiye almamamız gerekse bile, sağ beynimizin
günün tüm saatlerinde hüküm sürmesine izin vermememiz de önemlidir. Hayatta
analitik düşüncemizi daha fazla kullanmamız gereken bazı şeyler vardır.
Örneğin; aramızda ünlü birer yazar olmak isteyenlerin birkaç kelime yazıp
yıldızının parlamasını ve bir anda en çok satanlarda yer almayı beklememesi
gerekir. Hayır. İşimizi düzenlemek, tanıtmak ve yayınlamak için uygun adımları
atmak zorundayız. Değerli olan çoğu şey zaman ve enerji gerektirir. Esasında
bazen herkesin kafasını kullanması gerekir.
8. Ya Bir Yolunu Bul Ya Da Şikayet Etme!
Neredeyse herkes, hiçbir şey yapmayan fakat hayatının
istediği şekilde gitmediği konusunda şikayet eden biriyle tanışmıştır. Onları
ya duymazdan geliriz ya da sinirleniriz. Madem bu şekilde olmasından memnun
değiller, o zaman neden değiştirmiyorlar diye düşünürüz. Ancak eğer kendimize
karşı dürüst olursak, bizimde her zaman onlardan daha iyi olmadığımızı fark
ederiz. “Şu öğretmen çok zor beğeniyor. Sınavları hiç mantıklı değil.” “Bunu
nasıl yapmam gerektiğini öğrenemiyorum. Bir durumum var.” vb şikayetleri örnek
verebiliriz. Gerçek şu ki şikayetler bir şeyleri çok nadir değiştirir hatta
genelde değiştirmez, bizi zapt ederler. Etkin ve pozitif olmamız gerekiyor. Bir
yolunu bulacağımıza inanmamız gerekiyor. Bunları yapamıyorsak şikayetlerimizi
kendimize saklamalıyız.