Gerçek şu ki, biz her konuda erteleme yapacak zamanı çoktan
geçtik. Aslında "erteleme" sözcüğünü defterimizden silmemiz
gerekiyor. Yine de çoğumuz günlük yaşamın koşturmaları içinde kendimizle ilgili
o kadar çok şeyi gereksiz yere erteliyoruz ki...
İşte size küçük bir liste... En azından ara sıra
üşengeçliğinizi üzerinizden atmaya yarayacaktır.
Su içmeyi:
Bu konuda nereye baksak, kimi dinlesek, hangi
doktora gitsek aynı şeyi söylüyorlar. Demek ki sağlığımız için günde 8-10
bardak su içmek zorundayız.
Sevdiğiniz müzikleri dinlemeyi:
"Müzik ruhun gıdasıdır
sözünü yabana atmayın." Güne
başlarken açın sevdiğiniz müzikleri. Kimisi Bach prelüdleriyle güne
başlayacaktır; kimisi Anadolu bozlaklarıyla. Hiç fark etmez, gönlünüzü okşayan
müzikler, gününüzü güzel geçirmenize katkı sağlar...
Dostları aramayı:
Şu işi bitireyim de arayayım diyorsunuz,
bir bakıyorsunuz aramanın uygun olmayacağı bir saate gelmişsiniz. Böyle böyle
günler aylar geçiyor. Hem özlüyorsunuz, dostunuza olan ihtiyacınızı
gideremiyorsunuz; hem de ayıp oluyor duygusuyla içiniz eziliyor. En çok size
ayıp oluyor. Hadi hemen arayın. Şimdi!
Dip boyanızı:
İşte bir fecaat kadın klasiği... Saçınızı
boyamamak bir tercihtir. Ama 2 cm kırlaşmış saçların arkasından uzanan Hürrem
kızılı saçların sizi nasıl kötü gösterdiğinin farkında mısınız? Hiç estetik
olmadığı gibi sizi olduğunuzdan çok daha yaşlı gösteriyor, bilesiniz.
Ağız sağlığı ve bakımı:
Dişlerinizin günlük bakımı haricinde
dişçiye 6 ayda bir kontrole gitmeyi sakın ihmal etmeyin. Unutmayın vücut
sağlığınızın ve sindirim sisteminizin temeli ağız bakımından geçiyor. Düşünün,
bakımsız kırık dökük dişlerin göründüğü bir yüz seyretmeyi siz ister misiniz?
Cilt, el ayak bakımınız:
Yaş kaç olursa olsun; ne kadar çok
kırışığınız olursa olsun, bakımlı ve bakımsız yüz ile eller ayaklar o kadar
ciddi fark ediyor ki... Bakım sadece genç görünmek için değildir. Cildinize ve
ellerinize yaptığınız bakım, sizi canlı, özenli, taze ve temiz gösteriyor. Aman
ihmal etmeyin.
Yürüyüş yapmayı:
Yarın başlayacağım diye kaç kere kendimize
söz vermedik? Boş verin bunları. Hatta şimdi başlayın! Bu konudaki
mazeretlerinizi etkisiz kılacak bir yazı da yayınlamıştım hatırlarsanız. :)