50'den Sonra Bir Kadın Ne İster?

Bu yazıyı şu an 50’li 60’lı yaşlarını süren tüm güz50k’lerim adına da kaleme aldım. Ben içimden geçenleri 8 başlıkta topladım…
Atladıklarım, unuttuklarım varsa gerisini siz getirin canlar…

EY İş ve siyaset dünyası!

Eğer akıl ve beden sağlığımız yerinde ise neden bizi işe almıyorsunuz? Biraz yavaşlamış olsak da neden tecrübe ve birikimlerimizden faydalanmıyorsunuz? En azından yıllarımızı verdiğimiz konularda yeni elemanlar yetiştirme ve tecrübelerimizden faydalanarak danışmanlık yaptırma gibi işlerde bizi çalıştırabilirsiniz…



EY Moda dünyası!

Neden bizler bu dünyada yaşamıyormuşuz gibi davranıyorsunuz? Bu ülkede henüz kadınlar 50 olur olmaz ölmüyorlar. Bu kesimin de alışkın olduğu bir moda ve giyim anlayışı var. Evet, biraz şişmanlıyoruz; üzerimize her şey olmayabiliyor… Ama bu kadar da olmaz ki… 20 mağaza gezip alacak hiç mi bir şey bulunmaz??? Siz yapın biz alacağız; Söz!
70 ve 80’lerde gençliğini yaşamış olan bizlerin ne kadar ince zevkleri olan bir kuşağa mensup olduğumuzu bilmiyor musunuz? :)

EY Kozmetik ve estetik tıp dünyası...

Yaşlanmadan duyduğumuz hüznümüzü paraya çok güzel çeviriyorsunuz. Sözümüz yok, Allah daha çok versin. Lakin biraz daha vicdanlı olsanız da; ortalık kaşı gözü alnına çıkmış, yamuk patatesler gibi dolaşan 50’liklerle dolmasa?
Lütfen ama lütfen sonucuna kendiniz inanmadığınız, kendinize yapmayacağınız işlemleri biz size yalvarsak da yapmayın Allah aşkına… Merak etmeyin, biraz yorsak da sizi sonunda anlarız…

EY Elalem!!!

Ne olmuş allı yeşilli pembeli morlu gömlek giyiyorsak? Hangi yaşta, nasıl giyineceğimize; nasıl makyaj yapacağımıza; saçımıza ne yapacağımıza dair bir kanun kural mı var? Neden bizi yeni modalara ve akımlara acı bir hüzünle bakmak zorunda bırakıyorsunuz??? Evet efendim! Piercing ve dövme de yaptıracağım!!!

EY Evlat camiası...

Hayatımızın en değerli, uğruna öleceğimiz varlıklarımızsınız. Sizleri doğurup büyüttük İyi de ettik. Ancak bizi kadrolu çocuk bakıcısı olarak görmek niye?
Elbette torunlarımızı canımızdan çok seviyoruz. Ancak neden artık bir bebenin peşinden koşarak tüm günümüzü servis yolu gözleyerek geçirecek mecalimizin kalmadığını düşünmüyorsunuz?
Belki biz de hayatımızın geri kalanının çocuklarımızın maddi desteğiyle gezi turlarında geçirmeyi planlamıştık… Biz de torunlarımız ile çok ama çok mutlu oluyoruz… Da, neden bizim ertelenmiş başka hayallerimizi, mutlulukları yaşayacak vaktimizin pek kalmadığını; bunun bize acı verebileceğini ön görmüyorsunuz?

EY Arayıp sormayan evlat camiası...

Buna ayrı bir başlık özellikle açtım. Çünkü bu inanılmaz bir tür! Tamam, işin gücün hayatın seni benden şehirler hatta ülkeler boyunca uzağa attı. Üç yılda bir memlekete geliyorsun; ona da tamam. Ama insan en azından özel günlerde bir telefon nasıl açmaz ya? Gün boyu elinde telefonla yaşadığını bilmiyor muyum sanıyorsun? Dilerim bu kalp kırıklığını sen evladından yaşamazsın…

EY, Gelin-Damat camiası...

Canımızın parçası çocuklarımızı elimizden almış olsanız da, sizleri seviyoruz. Hayattaki en büyük mutluluğumuz çocuklarımızdan gelecek güzel haberler ile bize gösterecekleri küçük bir ilgi ve şefkat… Neden bizi aileniz için tehlike olarak görüyorsunuz? Biz evlatlarımızın ancak mutluluğunu isteriz. Kendi anne babanız için böyle düşünmezken bize karşı neden çifte standart uyguluyorsunuz? (Yoksa aynı çağlardayken biz de mi böyle yapmıştık acaba???)

EY Herkes...

Bizi biraz bencil, fazla kendini düşünür bulabilir; eski fedakârlığına ne oldu bunun? diyebilirsiniz. Haksız da değilsiniz. Evet artık biraz bencil olduğumuz doğrudur. Çünkü gelecek geldiiii…
Aaaa, o da ne? Eli boş geldi ve çekip gitmeye hazırlanıyor…
Sevgili toplum, lütfen bizim yaşam alanlarımızı daraltma!
50’den Sonra Hayat (NG)
Bu yazılarımı da tıklamadan geçmeyin!...